28 Mart 2020 Cumartesi

BU ODAYA 1 ADAM YETER


Hep böyleydi ki. Melis, Abdullah, Hasan, Alp, Selma, Hüseyin. Bunlar benim en iyi arkadaşlarımdı. Melisle 15 günlük yalnızlığımda tanıştık, mükemmel bir sesi var. Elimde dededen kalma bir çakaralmaz vardı, kötü bir kahve, bol sigara dumanı ve bir iki kutu antibiyotik eşlik  ediyordu masama. Eğlendik Melisle, ben ona şarkılar söyledim. Kötü pop şarkılar, o bana ateş etti. Ben 2 tane antibiyotik içtim, o bana şarap uzattı boğazımdan rahat geçsin diye haplar. Ben ona kahve verdim, o bana sigara uzattı. Abdullahı görmüyordu Melis, arkamda bize bakıp ağlıyordu Abdullah. Alp’in ise sesi yankılanıyordu kulağımda; “Bu sen değilsin, ama çok mutlusun” diyordu. Selmayı ise ne siz sorun ne ben söyleyeyim, çantasının ağırlığında ezilmişti omurgam, hala kullanamıyorum sağ kolumu. Selma hala aynı çantayı taşıyormuş. Duyumsuyorum acılarını. Hüseyin ise bol bol küfür etmiş Alp bu yaşananları anlatınca ona. Kafasını sikeyim onun demiş, kafasını. Ben ona böyle mi anlattım demiş. Küçük dilimize namluları doğrultmuşken konuşmuştuk Hüseyinle. Kafamı kaldırdım Hasan’ı duydum. Kalk amcoğlu diyor, beynin çok kanıyor.


Dinle bunu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder